Heves Tongası

Hız, haz ve ayartı.” diyor ya Yusuf Kaplan. Birde ben bunların tetikleyicisi “heves”i ekliyorum denkleme. Sanıyorum heves hasleti; “Zahiren mutantan batınen kofkof” harekatın sebebi. Yahut daha âmiyâne bir şekilde “Adı ulu, götü guru!” kılma koşusu.

 Ama bunlar “Aldanmış, aşağı ehl-i dünyanın saplantısı.” olarak algılanıyor “Biz” tarafından. Halbuki daha yahut en tehlikeli olanı bu denklemi hakikat ile olan ilişkimizde kullanmakta. İhlasın elden kayıp sır fetişistine dönüşmemizde ve  mükemmelin şehvetine kapılmamızda, heves edip hırsla okuma, hızla olup haz alma yarışına girişimizde. Birdenbire “en insan” görüntü ayartması yaratma basiretsizliğine düşüşümüzde. 

 Yolu, yolculuğu yok sayarak “en iyi” “en idealist” “en sâir..” ne iş varsa sağına soluna bakmadan “ben varım” demek, kontrast tavırla kemâli kullanışa inkilap ettirmek mükemmele niyet almak; en’lerden önlere – hakikatle araya – duvar örülmesine sebep oluyor. 

 Halbuki hakikat en’de mi ki? Sanıyorum yön istikametinden ibaret. Kimsesizlikte kıbleden şaşmama. Nihayetinde kemâl, kırk adımlık istibrada. Sağ yahut sol ayağı uyarak kullanmada.

 “Vaktinden önce söylenen söz güdük kalır.” derler. İşte heves vakit makit tanımıyor. Henüz “ikna” olmuşken “inandım!” diyor. “Görmediği Allah’a” “şahidim!” diye tutturuveriyor. Rabbim hırssız bir şekilde vakitten hırsızlamadan yolcu kalabilmeyi, yol alabilmeyi nasip etsin âmin.

Osman Büyükmutlu