Merhaba kolay gelsin. Bir x menüden istiyorum. Buğday ekmeğine, susamsız ve tuzsuz olsun. Karamelize edilmiş soğan, domates ve marul olabilir. Herhangi bir sos istemiyorum. Patatesim tırtıklı ve baharatlı, içeceğim buzsuz ve şekersiz olsun lütfen.
Tamamdır. 3 dakika sonra siparişiniz hazır.
Hepimizin şahit olduğu ve zaman zaman başrolü olduğumuz bir diyalog. Her detayıyla seçilen bir yemek, kısa sürede hazır oluş ve aynı hızda tüketiş.
Bu diyalog sadece alışveriş merkezinde kalmıyor. Hayatımıza alıp verdiğimiz her yeni şeyin merkezinde benzer şeyler yaşıyoruz ya da bunun arzusunda oluyoruz.
Hayatımıza yeni girecek eşe, kucağımıza aldığımız yavrumuza, aynaya baktığımızda görüntümüze, bayramda ziyarette ailemize hep bu sipariş edasıyla bakıyoruz. Önümüze gelen eş istediğimiz kadar romantik olmadığında, yavrumuz tam istediğimiz saatte uyumadığında, burnumuz biraz kemerli olduğunda, ailemiz pekte modern olmadığında başlıyor çatırtılar ve elimizde fişle yanlış gelen siparişleri şikayet etmeye gidiyoruz.
Elimizdeki fişlere bir bakalım ve üstündeki memlük, abd damgalarının farkına varalım. Hiçbir ödeme yapmadan sahip olduğumuz bu hayatın malikiymiş tavırlarından vazgeçelim.
İnsanın yediği, içtiği, giydiği bakış açısından haber verir. Yeme içmelerimizde yaşadığımız bu küçük tanrıcılık oyununu bütün ömrümüzde yaşamaya çalışıyoruz. Ama bu dünya bir hamburgerci dükkanı değil.
Ya İlahi! Rabbim Sensin! Çünkü ben abdim. Nefsimin terbiyesinden âcizim.
Demek beni terbiye eden Sensin!..
Hem Sensin Hâlık! Çünkü ben mahlûkum; yapılıyorum…
Hem Rezzak Sensin!.. Çünkü ben rızka muhtacım; elim yetişmiyor.
Demek beni yapan ve rızkımı veren Sensin…
Hem Sensin Mâlik! Çünkü ben memlûkum. Benden başkası bende tasarruf ediyor. Demek Mâlik’imiz Sensin…
Hem Sen Azîzsin! İzzet ve azamet sahibisin! Ben zilletime bakıyorum; üstümde bir izzet cilveleri var. Demek Sen’in izzetinin âyinesiyiz…
Hem Sensin Ganiyyi Mutlak! Çünkü ben fakirim. Fakrımın eline yetişmediği bir gınâ veriliyor. Demek ganî Sensin, veren Sensin…
Hem Sen Hayy-ı Bâkî’sin! Çünkü ben ölüyorum. Ölmemde ve dirilmemde, bir daimî hayat verici cilvesini görürüm… ”
Veysel Karânî Münâcatı
Yasemin Erdinç