Çocukluk çağlarımda, gözlük takan insanlar hep, çok bilge kimselermiş gibi gelirdi bana. Sanki o kadar çok okumuşlar, o kadar çok okumuşlar ki sonunda gözleri bozulmuş gibi… Bundan olacak nerde gözlüğü olan birini görsem, en sevimli ve masum yüz ifademi takınıp “Bir kere takabilir miyim?” teklifinde bulunurdum. Genelde geri çevrilmezdi, usulca gözden çıkarılıp bir dipnot ile uzatılırdı “Çok takma ama, gözlerin bozulur.” Pek de anlam veremeden, takardım gözüme. Sonuçta bu daha iyi görmek için icat edilmiş bir şey değil miydi? Niye gözümü bozsundu ki? Bu anlam veremeyişle beraber, gözümde o çok havalı, insanı bilge hissettiren gözlükle dolaşırdım etrafta. Bazen ayaklarım havada sanki, ayda yürüyor gibi hissederdim bazen de olduğundan daha bulanık görürdüm her şeyi. Ne tuhaf bir alet bu gözlük. Kiminin gözüne şifa oluyorken, kiminin gözünü daha da bozuyordu. Bir süre dolanıp hevesimi alınca “Bununla nasıl dolaşıyorsun gözüm ağrıdı.” sitemiyle sahibine teslim ederdim. Onlarda genelde alıp gözlerine yerleştirdikten sonra, etrafını tekrar net görmenin sevinci ile gülümserdi.
İyi gözlemlersek, çocukların hareketlerinden nefsin kişiyi nasıl yönlendirdiğini açıkça izleyebiliriz. Çünkü, insan çocukken maskesizdir, saftır, perdesizdir. İçinden ne geçiyorsa, saklama ihtiyacı duymadan, kimsenin kınamasını düşünmeden hareket eder. Kişi, kendi çocukluğuna bakınca da nefsine dair pek çok ipucu yakalayabilir. Zaaflarını gözlemleyebilir.
Artık büyüdüm. Kimsenin gözünden gözlüğünü istemiyorum. Biliyorum ki o, sadece kişiye özel.
Ancak istediğim başka şeyler var. Başka birinin gözü, bakışı, tefekkürü ve bazen kalbi.
Oysa, Allah’ın ehadiyetinin yansımasından dolayı bunlarda kişiye özeldir. Nasıl çocukken taktığım gözlük, ayağımın yere sağlam basmasını engelliyor, etrafımı bulanık görmeye vesile oluyorsa, insanlardan kopyalayıp kendi alemime takmaya çalıştığım her bir gözlükte tam olarak hayatıma oturmuyor, havada kalıyor. Belki de sadece daha bilge hissettiriyor kendimi.
Hastalığı tedavi etmenin yolu, onu teşhis etmektir. Teşhis edebilmek için doktora gitmek gerekir. Tabi doktora gitmek için de evvela kendimizdeki arızaları fark etmemiz lâzım. Ancak bu şekilde bize en uygun olan gözlüğü bulabiliriz.
Bunun için acele etmeli, gözümüzdeki emanet gözlükleri çıkarıp kendimizi ve dahi hastalıklarımızı bulmak için yola çıkmalıyız. Ama acele etmemiz gerekebilir.
Zira erken teşhis, hayat kurtarır.
Yasemin Erdinç